Bu hafta denizcilikte başarı hikayelerimizden bir diğeri olan tasarımcı Ucal Abbaslı ile yenilikleri, denizcilik dünyasındaki gelişimleri konuştuk, yeni projeleri öğrendik. İşte ressam dedesinden ilham alan bir tasarımcının hikayesi.
ABBASLI DESIGN KİMDİR?
2021 yılında Hazar Denizi’nin kalbi Bakü’de kurulan Abbaslı Design, genç ve yenilikçi bir yat tasarım stüdyosudur. ‘Yenilikçilik’ yalnızca tasarım çizgilerinde değil, aynı zamanda stüdyonun çalışma modelinde de kendini göstermektedir. Pandemi döneminde kurulduğu için Abbaslı Design tamamen online çalışan uluslararası bir ekibe sahip bir stüdyo olarak farklılaşmaktadır.

UCAL ABBASLI KİMDİR?
Dedem Sovyetler Birliği ressamı olduğu için, çocukluğumdan beri sanat ve tasarımla iç içe büyüdüm. Eğim yolculuğuma Bakü’de Rus okulunda başladım; ardından lisansımı ODTÜ Endüstriyel Tasarım bölümünde, yüksek lisansımı ise Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesinde tamamladım. Yat tasarımıyla tanışmam ise 2017 yılında Slovenya’nın Ljubljana kentinde yer alan J&J Design Studio’da başladı. Orada geçirdiğim iki yıl boyunca Greenline, Bavaria, Sunbeam, Azimut, Fairline ve Sunseeker gibi dünya çapında tanınan markaların projelerinde çalışma rsam oldu. Bu süreçte Cannes ve Düsseldorf tekne fuarlarını gezme imkânı bulmam, denizcilik sektörüne ve özellikle yat tasarımına duyduğum tutkuyu daha da artırdı.
O dönemde artık hayamda başka bir meslek düşünemeyeceğime karar verdim. Cesur bir adım atarak Avrupa’daki kariyerimi geride bırakm ve Azerbaycan’a dönerek kendi stüdyomu, Abbaslı Design’ı kurdum. Başkalarına bir çılgınlık gibi görünse de benim için tutkumu gerçeğe dönüştürmenin en doğru yoluydu.

ŞİMDİYE KADAR Hangi markalar için tasarımlar. yaptınız?
Abbaslı Design olarak son dört yılda, 8 metreden 80 metreye kadar farklı boyutlarda ve 7 farklı ülkeden
yaklaşık 30 projede yer alma rsamız oldu. Bunların arasında en çok ses gerenlerden biri, Tankoa Yachts
ile birlikte gelişrdiğimiz 63 metrelik Stardust projesiydi. Bu proje 2023 yılında FLIBS fuarında basına tanıldı ve büyük ilgi gördü. Tankoa ile iş birliğimiz yalnızca bu projeyle sınırlı kalmadı; aynı serinin 58 metrelik ve 77 metrelik opsiyonlarını da tasarladık. Bir diğer önemli projemiz ise Mengi Yay Yachts ile birlikte gelişrdiğimiz, tamamen özel yapım 24 metrelik trawler oldu. 2023 yılında suya inen bu proje, bizim için hem teknik hem de estek anlamda önemli bir deneyim sağladı.
Ayrıca Uzak Doğu pazarı için tasarladığımız 31 alüminyum open tekne, geçtiğimiz yıl Singapur’da suya indi ve şu an Reddot Yachts markası alnda saşta. Bu da bizim global pazarlara açılma yolunda heyecan verici bir adımdı.
Bizi en çok heyecanlandıran projelerden biri de, Türkiyede yeni kurulan Sancrea Yachts markası ile beraber
gelişrdiğimiz 12 metrelik alüminyum su taksisi oldu. Şu anda İstanbul Boğazı’nda, ünlü bir restoranın VIP
müşterilerini taşımak için akf olarak kullanılıyor. Aynı markayla gelişrdiğimiz ve şu an üremde olan 3 projemiz daha var. Biri 33 tender/ day boat, 58 power catamaran ve 70 aluminium motor yacht.
NELER TASARLIYORSUNUZ?
Şu anda aktif olarak üzerinde çalıştığımız yedi proje var. Bunlardan biri, tanınmış bir İtalyan tersanesiyle birlikte yürüttüğümüz 57 metrelik motor yan dış tasarımı. Yine İtalya’da yeni kurulacak bir marka için üç farklı

power catamaran serisi geliştiriyoruz. Bunun yanında Sancrea Yachts için 60 ’feet’lik alüminyum bir motor yat projemiz devam ediyor. Ayrıca Arjann’in en büyük fiber tekne ürecisi için iki ayrı projemiz üzerinde çalışıyoruz.
Sektördeki gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?

Son yıllarda sektörde en çok dikkami çeken gelişme, katamaranların ve “explorer yacht” dediğimiz yatların
yükselişi oldu. İnsanlar ark sadece lüks değil, aynı zamanda geniş yaşam alanı, uzun menzil kapasitesi olan
ve daha çok doğa ve çevreyle etkileşimde ola bilecek tekneler arıyor. Bunun yanında hibrit ve elektrikli
sistemlere geçiş de hız kazanıyor. Minimalist çizgiler, sürdürülebilir malzemeler ve teknolojiyle uyumlu
yaşam alanları da öne çıkan trendler arasında. Yani gelecek, sadece daha büyük değil; aynı zamanda daha
akıllı, daha çevreci ve daha fonksiyonel teknelerden oluşacak.
Üretimde Türkiye’nin artı ve eksileri neler?
Türkiye’de üretim yapmanın çok büyük avantajları var. Özellikle el işçiliği, hız ve maliyet açısından Türkiye
halen Hollanda ve Italiaya kıyasla ciddi bir rekabet gücüne sahip. Yan sanayi ağının genişliği de avantaj sağlıyor. Ama bazı eksikler de var. Henüz İtalya ya da Hollanda gibi ülkelerle kıyaslandığında marka algısı aynı seviyede değil. Ayrıca AR-GE yarımlarına ve uluslararası tanıma yeterince ağırlık verilmiyor.
Gelecekte Süperyatlarda Neler Göreceğiz
Bence geleceğin süperyatları daha çok hibrit ve elektrikli sistemlere sahip olacak. Açılır kapanır,
dönüştürülebilir yaşam alanları standart hale gelecek. Malzemelerde sürdürülebilirlik ön planda olacak;
karbon fiber, geri dönüştürülmüş materyaller daha çok kullanılacak.
Ayrıca teknolojinin entegrasyonu artacak. Akıllı ev sistemleri, otomasyon, kişiselleştirilebilir çözümler…
Yatlar artık sadece denizde değil, dijital dünyada da modern yaşamın bir uzantısı olacak.

TASARIM AŞAMASINDA EN ZORLANDIĞINIZ ŞEY NEDİR?
Bir yat tasarımcısı için en zor şey, tasarım ile gemi mühendisliğini dengelemek. Çizim masasında çok etkileyici görünen bir detay, mühendislik açısından uygulanabilir olmayabiliyor veya class tarandan onaylanmıyor.
Benim için zorluk, bu dengeyi kura bilmek, hayali gerçeğe dönüştürürken o tasarımı bozmadan, teknik
kurallarla uyumlu bir proje ortaya koymak.
EN şaşırtıcı müşteri talebi neydi?
Müşterilerin en zorlayıcı beklenlerinden biri, birçok şeyi aynı tekne içinde istemeleri oluyor. Çoğu zaman
küçük bir tekneden süperyat konforu ve imkanlarını bekliyor, ancak teknenin boyutları bu kapasiteye
yetmediği için ve projenin belirlenen bütçe sınırını geçmemek için tasarımı adeta bir puzzle gibi kurgulamam gerekiyor ve müşteriye bunu doğru bir dille anlatmak gerekiyor.
Hangi markalarla çalışıyorsunuz?
Tankoa Yachts, Mengi Yay Yachts, Sancrea Yachts, Reddot Yachts, Klase A Yachts, Samba Powerboats. İtalya’da çalıştığımız 2 tane markayı da projelerle beraber duyuracağız.
