Erciyes’in kalbinde, lüks ve konforu bir arada sunan Magna Hotels’in başarı öyküsünü, misafirlerine hissettirdiği duyguyu ve gelecek vizyonunu otelin kurucusu Mehmet Yayla’dan dinledik.
DAMLA DURAK
Magna Hotels’i kurma fikri ilk nasıl doğdu?
Şirketimiz YAYLA Enerji AŞ, yıllarca inşaat taahhüt projelerini hayata geçirdi. Sayın Mehmet Özhaseki’nin vizyonu ve çabalarıyla, Dünya standartlarında bir Erciyes Dağı hayali; 2012 yılında Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi Master Planı’nın hayata geçmesiyle gerçek oldu. Bu kapsamda konumlandırılmış olan turistik tesis arsaları ihalesi de turizmcileri ya da turizm yatırımı yapmak isteyen bizim gibi şirketleri de harekete geçirdi. Proje o kadar kapsamlı ve tamdı ki geriye sadece konaklama tesislerinin yapılması kalmıştı. Muhtemel bir turizm yatırımcısının ihtiyacı olabilecek her şeye sahipti. 2012 yılında yapılan ihale ile edindiğimiz arsalar üzerinde inşa ettiğimiz Magna Pivot ve Magna Chalet tesislerimizle turizme adım atmış olduk. İyi ki de yapmışız.
Otelin ruhunu bir cümleyle anlatın desek, ne dersiniz?

Bizi ziyaret etmeye karar verdiğiniz andan itibaren, sanki her zaman oradaymışsınız duygusunu hissedeceğiniz harika anılarla dolu o tatili, tümüyle kolaylaştırırız çünkü evet, bunu yapabiliyoruz.
Sizi en çok zorlayan ama sonunda en gurur duyduğunuz detay neydi?

En zoru Erciyes’e ilk gelişlerin kararını verdirebilmekti. Zira birçok insan bize neden mevcut alışkanlıklarımız değişsin ki, diye sordular. Anlatması zordu, fakat elimizde nasıl bir ürün olduğundan çok emindik. Buna rağmen bana sorulduğunda; bizim bir hayalimiz vardı, bizi bile aştı derim. Magna Hotels markasının her aşamasında bulunmuş olmaktan dolayı çok gururluyum.
Buraya adım atan biri ne hissetsin istiyorsunuz?
Kesinlikle “ben buraya daha önce geldim” ya da bir başka deyişle “daha önce, daha sık, bir daha, her sezon, her fırsatta” bu ve benzeri duyguların yaşandığına defalarca şahit oldum. Belki de en büyük motivasyon kaynaklarımızdan birisi budur.
Otelin geleceği için hayal ettiğiniz bir sonraki adım nedir?
Magna Hotels, her şeyiyle bir Türk markası. En büyük dileğim onu uluslararası bir zincir olarak görmek. İnşallah Magna Hotels başarır ve inşallah ben de şahsen bu gururu da yaşarım.
KISA KISA…
Günün otelde en sevdiğiniz zaman dilimi hangisi; sabah mı, gün batımı mı, akşam mı?
En sevdiğim zaman şüphesiz, her misafirin tıpkı bir çocuk gibi, yüzlerindeki hafif kızarıklıkla, biraz yorgun ama çokça mutlu sohbet ettikleri o an. Genelde akşam yemeği sonrası görürüz bu manzarayı.
Otelin soundtrack’i bir şarkı olsaydı hangisi olurdu?
Hold On! I’m Comın – Sam & Dave.
En çok duyduğunuz misafir yorumu nedir?

“Bu kadar çok ve uzun pist olduğunu bilmiyorduk”, çokça bu yorumu duyuyoruz. Erciyes Dağı’nda 110 kilometreye yakın ve tamamı birbirine bağlantılı pistimiz var. Sanırım şaşırmakta haklılar.
Otelin size göre en özel köşe neresi?
Açık ara “apres-ski” parti alanı derim. Herkesin hatırasını güven ve keyifle biriktirdiği, çok eğlendiğimiz o büyülü yer.
Otele ilk kez gelen birinin mutlaka yaşaması gereken ‘o an’ nedir?

Bizi ziyaret eden bir misafirimize naçizane tavsiyem, bize teslim olmaları. Sonrasında onların memnuniyeti için çabalayan kocaman bir ailenin parçası olduklarını hissedecekleri “o anı” mutlaka yaşayacaklar. Bu onlara kahvelerini nasıl içtiklerini sormaya gerek kalmadan siparişini tam da olması gerektiği gibi getiren bir servis personeli olabilir. Yaşadıkları en ufacık bir aksaklıkta, canla başla mücadele eden bir ekip arkadaşımızın samimi çabası olabilir. Çocuk misafirlerimizin, bizim için kendi çocuklarımızdan farkının olmadığını gördüklerinde olabilir. Sadece otel misafirlerimizin kullanımına açık olan, restoran/lounge alanında şömine başında içeceğini yudumlarken olabilir. Zamanını ya da nasıl olacağını bilemesem de bunu bir noktada hissedeceklerinden eminim ve sanırım bu da tam olarak o kişi için “o an” olacak…
