
Sirkeci, İstanbul’un ticaretinin kalbinin attığı yerlerin başında gelir. Saat severler açısından da ayrı bir önem taşır bu bölge. Eski kıymetli saatçileri, saat tamircilerini bu bölgede bulmak mümkün. İşte bunların başında gelen Sirkeci’de yer alan ve kuruluşu 1889 yılına dayanan Tevfik Aydın Saat’İn üçüncü kuşak temsilcisi Ömer Fatih Aydın’la buluştuk Saatçilik Dünyası’nın dününü bu gününü konuştuk. Ömer bey adeta yaşayan 1 saat hazinesi. Lisans eğitimini Amerika’da yapmış. Şirketi kuran büyük dede 1889 yılında Trabzon’da Sorgu hakimliğin yanı sıra ikinci bir iş olarak ticarete atılmış. Daha sonra şirketin Türkiye’nin ticaret merkezi İstanbul’la taşınması ile birlikte büyük bir marka doğmuş. İşte Ömer bey de bu neslin önemli temsilcisi. Türkiye’de 50 yıla aşkın farklı markaların mümessilliğini yapan, müşteri ile iyi iletişim kurmayı esas edinilen bir marka Tevfik Aydın. Ömer bey de hala tezgahta duran, müşterileriyle ilgilenen bir patron. Hatta 4. Nesili de kızı Canan Hanım temsil ediyor.

Biz saat satmayız müşteri satın alır
Ömer Bey’in dedesinin felsefesi. Geçmiş dönemde kurulan ilişkiler, müşterilerin göstermiş olduğu ilgi alaka böyle bir söylemin gelişmesine neden olmuş. Ömer bey kendilerine çok fazla baba yadigarı saatin geldiğini, müşterilerin “aman bu babamdan kaldı çok önemli dediğini” buna cevap olarak da bu şirketin kendisine dedesinden kaldığını o yüzden kendilerine güvenebileceklerini söylediğini dile getiriyor. Yani kalıcı bir iletişim ve güvenilir bir hizmet sunmak istiyor. Kendisine dededen kalma saatlerini soruyorum, “olmaz mı diyor, keşke daha çok olsaydı diye de ekliyor” özellikle kuşak saati diye adlandırılan ve cep saatlerine olan ilgiden dem vuruyor.

İyi saat pahalı olan değildir
Müşterinin gözünde iyi saat pahalı saattir. Biz de bunun aslında öyle olmadığını işin temelinin iyi mekanizma iyi saat olduğu anlatmaya gayret ediyoruz diyor Aydın. Yani en pahalı saat her zaman en iyisi değil. Müşterilerin özellikle kendi bileğindeki saatleri olan ilgisinden de bahsediyor çok fazla saatini müşterilerin mecbur isteklerini kırmamak için verdiğini dolayısıyla kendi koleksiyonundan pekçok parçayı bu şekilde satmak zorunda kaldığını da ekliyor. Eskiye göre saat bilgisinin arttığına dikkat çeken Aydın artık müşterinin çok bilinçli olduğunu, daha gelmeden tüm saatleri araştırdığını, hatta kendilerini yönlendirdiğini de aktarıyor. Eskiden ise durum şöyleymiş eğer o saatin istenen rengi yoksa başka 1 saate yönlendiriyorduk ya da bir başka marka öneriyorduk şimdiyse müşteriler tamamen Marka model odaklı ve çok bilgili diyor ve ekliyor.
