
Her yıl olduğu gibi bu yıl da saatçilik konusunda kendimi beslemek ve keyif almak için İsviçre’deki Watches and Wonders Fuarı’na gittim. Tüm detayları zaten Günay Demirbağ’ın kaleminden de okuyacaksınız ben de kısaca fuarla alakalı kendi gözlemlerimi aktarmak istedim. Öncelikle fuarın yapıldığı Palexpo, benim açımdan çok önemli bir yer çünkü otomotiv sektörünün beşiği Cenevre otomobil fuarı yıllarca burada yapıldı. Maalesef artık fuar yok. Dolayısıyla Saatçilik fuarının da başına aynı akibetini gelmemesi umuduyla fuardan içeri adım atıyorum. Gerçi bu sene biz adım attığımızda Rolex çoktan yenilikleri açıklamıştı. Roger Federer’in kolundaki Land Dweller, Daytona modelleri, pastel renkli kadranlar, rolex adeta bu fuara çok iyi hazırlanmış. Tudor da benzer ilgiyi çekti, 58 Burgundy, 68 modelleri sıkıydı. 1521 parça, 40’tan fazla komplikasyon ile 270. Yaşını kutlayan Vacheron Constantin, motorsporlarında iyice gaza basan IWC, Tag Heuer dikkatimi çekerken, bağımsızlara ayrılan alanın da büyümesi yine dikkatlerden kaçmadı. Bu arada fuar alanının hemen 200 metre yakınlarında bir başka mini fuar daha vardı. Time To Watch adındaki mini fuar “kaçak fuar” havasında olsa da bazı markaların kendini göstermesi açısından önemliydi. Fuar yine en çok merak edilen markalarından biri olan Patek Philippe de Cubitus ve Calatrava modelleriyle yine beklenenler listesinin başında yer almaya devam edecek. Umarım Saatçilikte. fuar heyecanı hiç bitmez.
